Varşova nedir? Nerededir?
Varşova, Avrupa Birliği devletlerinden Polonya‘nın başkentidir.
Baltık Denizi’ne kıyısı vardır ve Almanya, Slovakya, Rusya’nın da aralarında olduğu 7 ülke ile komşudur.
Varşova’ya nasıl gidilir?
İstanbul’dan direkt uçuşlar mevcut. Uçuş yaklaşık 2.5 saat sürüyor. Havalimanından merkeze trenle geçebilirsiniz. Çok yakın olmasına rağmen tren yavaş ve biraz dolanarak gittiğinden yarım saat sürüyor. Güncel ulaşım bilgileri için havalimanının sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Varşova’da nerede kalınır?
Varşova merkez tren istasyonunda indiğinizde, şehrin daha merkezi ve modern kısmına gelmiş oluyorsunuz. Bu bölgede kalırsanız tren istasyonuna ve alışveriş merkezine yakın olur. Ancak Kraliyet Şatosu, Surlar ‘ın bulunduğu Old Town’a yaklaşık 20-30 dakika yürümeniz gerekir. Tercihinizi buna göre yapabilirsiniz.
Varşova’da neler var?
- Öncelikle şunu belirteyim, eski şehir, yeni şehir(merkez) ve şehri ikiye bölen Vistül nehrinin diğer tarafındaki Praga olarak şehri üçe ayırırsak, Varşova’yı yürüyerek gezmek biraz zor olabilir.
- Yine de nehrin merkez tarafını, Avrupa’nın birçok şehri gibi, yürüyerek gezebilirsiniz. Ancak aşağıdaki bazı yerlerin birbirine uzaklığı, 20 dakika kadar yürüyüş gerektirebilir. O yüzden mesafeler bir tık uzun diyebiliriz.
- Tren istasyonundan indikten sonra hemen karşısınızda uzun, New York’taki Empire States’i andıran bir bina görecekseniz. Burası Kültür ve Bilim Sarayı, kendi adı ile Pałac Kultury i Nauki.
- Bu bina, Polonya’nın en yüksek binası.
- İçerisinde küçük dükkanlar, sergi, konser, tiyatro salonları bulunuyor.
- Giriş ücretsiz ancak terasına çıkmak ücretli. Detaylı bilgi için sitesini ziyaret edebilirsiniz.
- Kültür ve Bilim Sarayı’nın yapım hikayesi ilginç. Stalin, savaş sonrasında Polonya ile aynı blokta yer alınca Leh’lerin gönüllerini almak için onlara bir hediye sunmak istemiş. Seçenekler ya metro ya da kültür binası imiş. Halk oylamasında metro öne çıkmış. Ancak Stalin yine Stalin’liğini yapmış ve kültür sarayı inşası için emir vermiş.
- Bu binanın arkasında, büyük bir alışveriş merkezi yer alıyor. Önündeki Hard Rock Cafe Warsaw‘un gitarlı tabelasından fark edebilirsiniz.
- Alışveriş merkezi ile Kültür ve Bilim Sarayı’nın arasından yukarı doğru yürüdüğünüzde karşısınıza Grzybowski Meydanı adında bir meydan çıkıyor.
- Bu bölge, Yahudi kültürünün merkezi olarak görülüyor.
- Savaştan günümüze olduğu gibi gelmiş olan Prozna caddesi, aktif olan tek sinagog Nozyk Sinagogu ile Getto duvarının bir kısmı bu bölgede bulunuyor.
- Bölgenin üst caddesi olan Krolewska’dan sağa doğru yürüdüğünüzde, solunuzda bir park görecekseniz.
- Buranın içerisinde Meçhul Asker Anıtı (Grób Nieznanego Żołnierza) adında bir anıt bulunuyor.
- Anıtta 1. Dünya Savaşı ve Polonya-Sovyet Savaşı boyunca hayatını kaybedenlerin anısına, sembolik bir mezar ve üzerinde hiç sönmeyen bir ateş var. İki asker de devamlı olarak mezarın başında nöbet tutuyor.
- Parkı arkanıza alıp bir cadde geçtiğinizde, İstiklal Caddesi’ne benzeyen kapalı bir caddeye geliyorsunuz.
- Bu cadde üzerinde çeşit çeşit cafe, dükkanların yanı sıra Varşova Üniversitesi de bulunuyor.
- Polonyalı ünlü besteci ve piyanist Frédéric Chopin‘in kalbi de bu cadde üzerindeki Kutsal Haç ( Bazylika Świętego Krzyża ) kilisesinde gömülü. Kendisinin kabri Fransa’da olsa da, memleketinde gömülmeyi çok istediğinden, kalbi alkol ile bu kiliseye getirilerek gömülmüş.
- Bu cadde boyunca Chopin’in bestelerini dinleyebileceğiniz multimedya bankları var. Üzerlerindeki butona bastığınızda müzik çalmaya başlıyor. Cadde üzerindeki diğer banklardan farklı olarak piyano şeklinde tasarlanmış bu bankları, dikkatli bakarsanız bulabilirsiniz.
- Ayrıca kiliseye yakın bir de Frederic Chopin Müzesi bulunuyor.
- Cadde üzerindne yukarı doğru devam ettiğinizde solunuzda üzerinde Hotel Bristol yazan beyaz, şık bir bina göreceksiniz.
- Burası, içerisinde Tine Turner, Woody Allen gibi ünlülerin kaldığı asırlık bir otel.
- Nazım Hikmet de, Varşova’ya geldiğinde bu otelde kalırmış. Saman Sarısı şiirini bu otelde yazmış.
- Otelin bir de Cafe Bristol adında cafesi bulunuyor. İçerisi klasik döşenmiş, tarihi dokuyu hissedebiliyorsunuz. Eski şehri gezmeden önce burada soluklanıp, kahve eşliğinde tatlılarından deneyebilirsiniz.
- Hotel Bristol’i sağınıza alıp devam ettiğinizde, solda, muhtemelen önünde kuyruk olan bir restaurant görecekseniz. Burası, Polonya’nın meşhur, bir nevi mantıya benzeyen, ‘pierogi‘ yemeğini deneyebileceğiniz popüler mekanlardan; Gosciniec.
- ‘Pierogi’ ve diğer yöresel lezzetler için; şehirdeki popüler mekanlardan olan Zapiecek ve Manekin‘i de deneyebilirsiniz.
- Gosciniec’ten yukarı biraz daha yürüdüğünüzde ise kocaman bir meydan olan Castle Square‘e varıyorsunuz.
- Sağdaki, kiremit rengi gövdesi ve benim için ‘Viyana yeşili’ çatısı ile çok güzel bir mimariye sahip Kraliyet Şatosu‘na giriş ücretli. Biletleri şuradan alabilirsiniz.
- Meydanda ayrıca Polonya Kralı Sigismund Anıtı yer alıyor.
- Meydanın bitiminden sola döndüğünüzde, karşınıza Stare Miasto, eski meydan çıkıyor.
- Eski meydanın arkasında ise, bir zamanlar Varşova’yı çevreleyen surların bir kısmı olan Barbican bulunuyor.
- Kiremit rengi bu surlar, köprüsü, ağaçları, burçları ile çok fotojenik görünüyor.
- Şehri ikiye bölen Vistül Nehri‘nin kıyısında, şu anda kabul edilen Kopernik Güneş Sistemi‘ni, başka bir değişle, Güneş’in Dünya etrafında değil, Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü bulan, Polonyalı ünlü bilim adamı Nicolaus Copernicus‘un adını almış bir bilim merkezi bulunuyor.
- İçerisinde çeşitli sergiler, laboratuvarlar bulunan merkezde, ziyaretçiler çeşitli deneyler de yapabiliyor. giriş ücretleri ve daha fazla bilgi için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
- Merkez tren istasyonun önünden geçen 160 numaralı otobüslere bindiğinizde 20 dakika sonra Varşova’nın varoş, hayalet bölgesi olan Praga‘ya varıyorsunuz.
- Vistül Nehri’nin karşı yakasında bulunan bu bölge, Polonyalı ünlü yönetmen Roman Polanski‘nin filmi, Piyanist‘in çekildeği yer. Çünkü savaş dönemi dokusunu burada daha çok hissedebiliyorsunuz.
- Filmde Yahudi asıllı Polonyalı besteci ve piyanist Władysław Szpilman‘ın 2.Dünya Savaşı’nda Alman istilasından nasıl kurtulduğu anlatılıyor. Müziklerin çoğu da Chopin’in eserlerinden alınmış.
- Praga bölgesi, filmin burada çekilmesi ile ünlenmiş.
- Sokakları ıssız ve suç oranı yüksek olduğundan, tekin bir bölge olarak görülmüyor. Geceleri tek başına gidilmemesi tavsiye ediliyor.
1 comment
Awesome post! Keep up the great work! 🙂