San Francisco nedir? Nerededir?
Amerika Birleşik Devletleri‘nin Kaliforniya eyaletinin kuzeyinde bulunan, Amerika’nın en önemli şehirlerinden biridir. Batısında Pasifik (Büyük) Okyanusu, kuzey ve doğusunda ise San Francisco Körfezi yer alır.
Dünyaca ünlü şirketlerin ofislerine ev sahipliği yapması nedeniyle ekonomik olarak da çok hareketlidir. Fiyatlar bu nedenle genel olarak yüksektir. Sadece finansal olarak değil; kültürel, mimari, coğrafik olarak da zengin bir kenttir.
San Francisco’ya nasıl gidilir?
İstanbul’dan yaklaşık 13 saatlik direkt uçuş var. Havalimanından otelinize ulaşmak için sarı taksiler veya BART adındaki tren hattını kullanabilirsiniz. Tren için detaylı bilgiyi sitelerinde bulabilirsiniz. BART istasyonlarından gideceğiniz yere otobüs ya da metro ile aktarma yapabilirsiniz. Bunun dışında, UBER ya da Lyft denilen araçlar, Super Shuttle denilen dolmuşlar da var.
Tren için biletleri girişteki otomatlardan, otobüsler için ise parayı verip içerideki makinelerden alıyorsunuz. Bu biletler 2 saat geçerli oluyor ve akatarmalarda gösterip direkt geçebiliyorsunuz. Bazı istasyonlarda günlük, haftalık pass’lar da satılıyor.
Gitmek istediğiniz yeri maps.google.com da yazıp, araçla, yürüyerek ya da toplu taşıma ile ulaşım rotalarına bakabilirsiniz. Özellikle toplu taşıma bilgileri çok doğru ve kolay. Burada Google’a güvenebilirsiniz, ne de olsa Amerika kendi memleketi, çok iyi biliyor. 😊
San Francisco’da nerede kalınır?
Sahile ve şehrin ana meydanına yakın bölgelerdeki otel fiyatları maalesef biraz pahalı. Ancak daha uygun fiyatlı ve adları “-Inn” ile biten otelden çok misafirhane tadında küçük yerler de mevcut. Her zamanki gibi tavsiyem; merkezden biraz daha dışarıda, toplu taşımaya yakın yerlere bakabilirsiniz.
San Francisco’da neler var?
- San Francisco, havası ile Karadeniz’e benziyor; ne olacağı belli değil. Güneş kızdırırken, birden yağmur basabiliyor. Yazın bile soğuk, sis olabiliyor.
- Coğrafi olarak ise bol yeşillikli ve İstanbul, Roma gibi tepeleri ile de ünlü bir şehir. Aslında ismi olan 50’den fazla tepe var ama en bilenenleri 7 tane: Telegraph Hill, Nob Hill, Russian Hill, Rincon Hill, Twin Peaks, Mount Davidson ve Lone Mountain ya da Mount Sutro.
- Mimari bakımdan çok zengin. Victorian tarzı, ince ince süslenmiş çok güzel evler var.😍
- Sokakları çok düzgün, şehrin bir ucundan başlıyor, diğer ucuna kadar gidiyor. Baklava dilimi gibi enine ve boyuna sıralanmışlar. Tıpkı New York‘taki gibi bazılarının adları da sayılardan oluşuyor: 7th Avenue, 22nd Avenue… Sokakların birbirleri ile kesişim noktalarında, yerde, adları yazıyor. Karşıdan karşıya geçerken bu yazıları bulmak çok eğlenceli. 😊
- Hemen hemen her sokağın bir yeri yokuş oluyor. Yokuş derken, neredeyse 45 dereceyi geçen yokuşlar.
- Bu nedenle şehrin tamamını yürüyerek gezmek yorabilir. Yokuşlu yerler için otobüs ya da tramvay tercih edilebilir. Powell Street’ten kalkan 1873’ten beri faaliyette olan Nostaljik Tramvay en popüler olanı.
- Bunun dışında bisiklet ile gezilebilir. Çoğu yerde kiralama hizmeti veren yerler var. Online olarak şuradan da kiralayabilirsiniz. O yokuşlara rağmen, insanlar alışmışlar, bisikletleri ile geziyorlar.
- Özellikle haftasonları her yerde spor yapanları görebilirsiniz. Koşanlar, bisiklete binenler…
- New York’a oranla, kilo problemi olan daha az insan gördüm diyebilirim. Nedeni çok spor yapmaları olabilir, bilemiyorum.
- Ayrıca insanlar, şarkılara konu olacak kadar güler yüzlü ve kibar, genel olarak. Bknz: San Francisco – Scott McKenzie.
- Yayalara da inanılmaz bir saygı var. Yolda geçerken arabaların hepsi duruyor ve sizi bekliyor. Buna otobüsler de dahil. Sizin geçeceğiniz yönde ilerlemeseler dahi durup bekliyorlar.
- Şehrin en önemli sembolü Golden Gate köprüsü. Bu köprü 48 katlı bir bina yükseliğinde ve A.B.D’deki 600.000 civarındaki köprüden en meşhurlarından. Kendine has turuncumsu bir rengi var. Sis içerisinde belirgin olsun diye bu renge boyanmış.
- Boğaziçi Köprüsü gibi, burada da çok fazla intihar girişiminde bulunulmuş. Öyle ki bunları konu alan bir belgesel bile var: The Bridge 2006.
- Golden Gate, şehri Marin Country ile birleştirirken, bir diğer önemli köprü olan Bay Bridge, Oakland ile bağlıyor.
- Bu iki köprünün arasında Alcatraz Island adında küçük bir ada yer alıyor. 1933-1963 yılları arasında, körfezin soğuk suları ve köpek balıkları nedeniyle mahkumların kaçmasını imkansız hale getirmek için, azılı mahkumların kaldığı hapishane olarak kullanılan bu adadan, 14 defa kaçış teşebbüsü olmuş. Ne var ki sadece 11 Haziran 1962’de, Frank Morris, John Anglin ve Clarence Anglin adında 3 kişi başarılı olabilmiş. O günden beri bu mahkumlara ne olduğu bilinmiyor.
- Firarileri konu olan 1979 yapımı, Clint Eastwood’un başrolde olduğu Alcatraz’dan Kaçış adında bir film var. Daha sonra 2018’de de Alcatraz adında bir film daha çekilmiş.
- FBI‘in sitesinde de konu hakkında bir yazıbulunuyor. Şuradan okuyabilirsiniz.
- Adayı ziyaret etmek isterseniz, günü birlik turlar düzenleniyor. Detaylı bilgi için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
- Union Square denilen meydan, şehrin kalbi. Etrafında birçok alışveriş merkezi, plaza, otel ve tiyatro bulunuyor.
- Buradaki Macy’s alışveriş merkezinin 7. katında pek meşhur The Cheesecake Factory var. Gökdelen manzaralı terasında oturarak, çeşit çeşit cheesecake’lerinden ya da diğer yemeklerden deneyebilirsiniz.
- Bir başka meydan olan Alamo Square, yeşillik bir alan. Manzarası ise, Painted Ladies denilen, Victoria ve Edwards stili mimariye sahip, şirin evler. 1990’larda çok sevilen TV dizisi Full House ( Bizim Ev) de bu bölgede çekilmiş. Aşağıdaki, Golden Gate ve Alamo Square’li jenerik hatırlamanıza yardımcı olabilir. 💞
- Sahil kısmındaki Fisherman’s Wharf bölgesi deniz aslanları ile meşhur. Denizden çıkıp güneşlenen bir sürü tombik denizaslanını bir arada görebilirsiniz. Lakin kokuları biraz rahatsız edici.
- Pier 45‘de yer alan, Musée Mécanique adındaki, butik bir müzede 20. yy’dan kalma bozuk para ile çalışan çeşitli oyun makineleri bulunuyor. İçerisinde 300’den fazla oyun makinesi var ve dünyadaki en büyük özel koleksyionlardan biri. Giriş ücretsiz fakat oyunlar için para gerekiyor. Detaylı bilgi için websitelerini ziyaret edebilirsiniz.
- Buraya çok yakın bir başka müze olan Museum of 3D Illusıons‘un içerisinde bir sürü eğlenceli sahne bulunuyor. İçerisinde fotoğraf çektirdiğinizde sanki oradaymışsınız gibi görünüyor. Detaylu bilgi için şuraya bakabilirsiniz.
- Yine bu bölgede, Hard Rock Cafe 🎸 dahil bir çok restarant ve alışveriş yerinin bulunduğu Pier 39 var.
- Bunlardan en ünlüsü ise, Tom Hanks’in baş rol oynadığı, Forrest Gump‘ın çekildiği Bubba Gump adlı mekan. Adını, filmdeki baş karakter Forrest Gump ile arkadaşı Bubba’dan almış. Manzarası da menüsü de çok güzel. Karideslerinde iddialılar ama başka yiyecek seçenekleri de mevcut. Fakat çok kalabalık olduğundan gitmeden rezervasyon yaptırmakta fayda var. Rezervasyon yapamazsanız, girişte bir sırada bekliyorsunuz. Sıra size geldiğinde, resepsiyondaki görevli cep telefonunuzu alıyor. Müsaitlik olduğunda sizi davet eden bir mesaj alıyorsunuz. Beklerken hemen girişteki hediyelik eşya dükkanını gezebilirsiniz. İçeride, Forrest Gump filmine ait çeşit çeşit hediyelik eşya var, üzerinde filmden sözlerin yazıldığı t-shirt’ler, bardaklar, magnetler, anahtarlıklar, çantalar… Amerika pazarlama konusunda çok iyi tabi. 🙂 Detaylı bilgi için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
Forrest Gump filminde, Tom Hanks’e (Forrest Gump) arkadaşı Bubba : “karides, denizin meyvesidir.” diyor 🦐
- San Francisco’nun ilk fabrikalarından (1852) olan Ghirardelli’nin Çikolata mağazasının olduğu Ghirardelli Squere de sahilin sonunda yer alıyor. Mağazanın içerisinde yüzlerce çikolata çeşidinin yanı sıra, çikolata yapımında kullanılan aletler de bulunuyor. Meydanda aynı zamanda cafe’ler ve hediyelik eşya dükkanları da bulunuyor. Gün batımını izlemek için güzel bir yer. Geceleri de ışıklar içerisinde ayrı bir havası oluyor.
- San Francisco’da çok fazla Asya’lı var. Bundan mütevellit, Chinatown, Japanese Tea Garden gibi Asya havası hissedeceğiniz yerler mevcut.
- Chinatown, New York‘taki gibi bir Çin Mahallesi. Girişinde Dragon Gate adında göstermelik bir kapı, içerisinde çeşit çeşit restaurantlar, dükkanlar ve Tin How Temple isminde bir tapınak var.
- Yine New York‘ta olduğu gibi burada bir de Little Italy denilen İtalyan mahallesi bulunuyor.
- Şehrin North Beach denilen bölgesinde, yazının başında bahsettiğim 7 tepeden biri olan Telegraph Hill yer alıyor. Tepeye Filbert Steps denilen merdivenlerden yürüyerek çıkabilirsiniz. Buradaki telegraf vericisinin olduğu Coit Tower adındaki kuleden manzarayı seyredebilirsiniz. Kulenin giriş katı ücretsiz ancak yukarıya çıkmak paralı. Güncel fiyatları şuradan öğrenebilirsiniz.
- Telegraph Hill’e yakın, bir başka popüler yer olan, Lombard Street adında bir sokak yer alıyor. Bu sokağın meşhur olmasının nedeni, daracık bir alanda 8 adet zikzak şeklinde dönüşe sahip olması.
- Fakat şehirdeki en çarpık sokak meşhur Lombard değil. Daha güneyde, Potrero Hill bölgesinde bulunan Vermont Street, firkete dönüşlere sahip ve çok bilinmediğinden daha sakin.
- Şehrin Pasifik Okyanusu‘na bakan kıyısına, Golden Gate Park adında 5 km’lik bir park uzanıyor. New York‘taki Central Park’tan bile büyük olan bu yeşillik alanın içerisinde, hayvanat bahçeleri, göller, stadyum, müzeler ve Japanese Tea Garden bulunuyor. Ayrıca okyanus tarafında da 2 adet yel değirmeni ile lale bahçesi var.
- Japanese Tea Garden, Amerika’daki en eski Japon Bahçesi. İçerisinde Japon mimarisinin klasik örneklerinden, pagodalar, köprüler, taş fenerler ve kiraz çiçeği ağaçları gibi çeşit çeşit Japon bitkileri ile hediye dükkanı yer alıyor. Giriş bazı günler ücretsiz. Güncel bilgiler için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
- Parkın doğudaki komşusu, Haight-Ashbury denilen mahalle. 1967’de, Summer of Love (Aşk Yazı ya da Hippi Yazı) diye anılan bir yaz boyunca 100.000 kadar hippi bu bölgede toplanmış ve çeşitli etkinlikler, gösteriler, konserler yapılmış. O günden sonra burası hippiler ile bütünleşmiş. Günümüzde ise, hippilerle beraber hipster’lar, punk’çılar, turistler ile gençlerin uğrak yeri olmuş durumda.
- Bölgede sağlı sollu bir sürü mağaza bulunuyor. İkinci el eşyaların alım satımı yapıldığı vintage dükkanlar da var.
- Jimmy Hendrix‘in evi de burada bulunuyor. Yan cephesinde gitarlı bir muralı, alt katında da bir dükkan var.
- Şehirde genel olarak evsiz biraz fazla gelebilir göze. İstasyonlarda, sokaklarda yerlerde yatan insanlar görebilirsiniz. Fakat bize sataşan ya da gözünü diken, rahatsız eden biri ile hiç karşılaşmadık. Kendi hallerindeler.
- Golden Gate Parkı’nın en sonunda Pasifik Okyanusu kıyısında boylu boyunca uzanan Ocean Beach sahili var. Uçsuz bucaksı gibi görünen bu sahilde bir tane bile cafe vs. yok. Tamamen bakir. Büyük kuş sürüleri, hırçın dalgalar ve sıcak kum ile eşsiz bir güzelliğe sahip.
- Parkın güneyinde, Grand View Park adında bir parka çıkan Mosaic Stairways yer alıyor. Burası, basamakları çeşit çeşit mozaiklerle süslenmiş upuzun bir merdiven. Çıkması ayrı, çıkıp tepeden şehri izlemesi ayrı güzel. 💙
- Kent sınırları içerisinde ölülerin gömülmesi yasak. Eskiden kalma 2 adet mezarlık var. Bunun dışında aktif olarak kullanılabilen 5 adet de, ölülerin küllerinin saklandığı columbarium bulunuyor. Golden Gate Park’ın hemen kuzeyindeki Neptune Society Columbarium ilginç bir mimariye sahip.
- Şehrin bir diğer önemli sahili de, Golden Gate Bridge manzaralı, Baker Beach.
- Baker Beach’in hemen arkası da, Golden Gate Bridge’in bir ayağının bulunduğu Presidio of San Francisco adında kocaman bir park bulunuyor. Presidio, İspanyolların hakimiyetindeki alanlarda kurdukları, surlarla çevrili yerlere verdikleri ad. İspanyollardan sonra, bir müddet Amerikan ordusu tarafından üs olarak kullanılmaya başlanmış. Şimdi içinde göller, cafeler, kaleler, kiliseler, Greko- Roman rotunda ve sütunlara sahip Palace of Fine Arts Exhibition Center adında bir fuar yeri ve Crissy Field adında, önceden ordu havalimanı olarak kullanılan alan bulunuyor.
- Ayrıca ünlü çizgi film yapımcısı Walt Disney’in kişisel eşyaları ile karakterlerin sergilendiği The Walt Disney Family Museum da bu parkın içerisinde. Detaylı bilgi için websitelerine bakabilirsininiz.
- Buranın az ilerisinde, sahilde yer alan The Wave Organ, dalgaların çaldığı, taştan, akustik bir enstrüman. Çıkardığı sesi aşağıdaki videodan dinleyebilirsiniz. 🎶
- Golden Gate Bridge’in diğer yakasında bulunan Kirby Beach‘in manzarası da köprüye bakıyor ve daha bakir.
- Pasifik Okyanusu’nda bulunan ve balıkçılar tarafından Devil’s Teeth Islands ( Şeytan Dişi Adaları) Farollon Adaları‘na San Francisco’dan tekne turları düzenleniyor. Bu turlarda balina izleme şansı da yakalıyorsunuz. Tur detayları ve fiyatları için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
- Golden Bridge’in karşı yakasında, şehre yarım saat uzaklıkta bulunan Muir Woods Ulusal Parkı, Mount Tamalpais adındaki bir dağın eteklerinde uzanan kocaman bir park. İçerisinde 100 metreyi bulan 1000 yıllık devasa ağaçlar var. San Francisco’dan günlük turlar düzenleniyor. Fakat belediye de haftasonları belirli yerlerden shuttle kaldırıyor. Bunun için önceden internetten biletlerini almanız gerekiyor. Shuttle bekleme alanında görevliye biletinizi gösterip otobüse biniyorsunuz. Arabanızla gitmek isterseniz, otoparkı için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Gidiş yolu oldukça virajlı ve yokuşlu, dağı dolanarak gidiliyor. Buna rağmen, sportif bisikletliler Golden Gate’i geçerek buraya kadar bisiklet sürüyorlar. Parkın içerisinde değişik uzunlukta yürüyüş parkurları mevcut. Detaylı bilgi için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
- Şehirde hemen hemen her gün, taze meyve sebzeler ile çiçeklerin satıldığı, çiftçi pazarları kuruluyor. Gezmesi çok eğlenceli, hem de ürünler çok lezzetli. Aşağıda bu pazarların adlarını ve yerlerini bulabilirsiniz.
- Şehrin yer aldığı, aynı isimdeki San Francisco Bay Area, dünyadaki önemli şirketlerin merkezlerine ev sahipliği yapıyor.
- Silikon Vadisi denilen bu bölgede, Apple Park, Google, Cisco, Intel, Oracle, Adobe, Netflix, Facebook, Tesla Motors, HP, PayPal, Yahoo gibi şirketler yer alıyor.
- Ayrıca dünyanın en önemli üniversitelerinden olan Stanford ve Berkeley de bu bölgeye yakın konumda bulunuyor.
- San Francisco’dan günü birlik ya da kalmalı olarak bölgeye turlar düzenleniyor. Detaylı bilgi için buraya ve şuraya bakabilirsiniz.
Not: Bu yazıyı ilkokuldan arkadaşım Ezgi Cin’e ithaf ediyorum. ♥️
2 comments
Çok detaylı bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık!
En çok gitmek istediğim şehir! Corona sayesinde artık sadece hayallerimde kalır herhalde…yaktın bizi Covid-19 🙁